NURUALEM


nurualem N U R U A L E M: M.Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bazı talebelere Risale-i Nur'u anlamak üzere ve sadeleştirme hakkında sohbetinden

22 Mart 2008

M.Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bazı talebelere Risale-i Nur'u anlamak üzere ve sadeleştirme hakkında sohbetinden



M.Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bazı talebelere Risale-i Nur'u anlamak üzere ve sadeleştirme hakkında sohbetinde, talebelerin kaydettiği bazı beyan ve ifadeleri:
Arapça'da 62.000 kelimenin Türkçe karşılığı yoktur. Siz isteseniz de tam tercüme yapamazsınız. Mesela Rububiyet, Uluhiyet..., gibi. Bu kelimelerin karşılğı yoktur. Arapça'dan tercüme kesinlikle orjinal olmaz ve mana bozulur. En az verim de maalesef Türkçe tercümede olmaktadır. Risaleleri anlamak için sadece dilde ısrar etmemelidir. Biraz sabır, azıcık gayret ve dikkat inşallah hedefe ulaştırır.
Kitap sadeleştirme speküle bir meseledir, mevzudur. Tercüme edilen eserler bir bakıma incil akibeti gibidir. Her sadeleştirmede bir çok tavizler verilir. Ve açılan kapı kapanamaz. Risalelerin en ağır yerleri ya Medrese-i Yusufiye'de ya da 10-12 hastalığın insanın üzerinde abandığı dönemlerde katip usulü yazılmıştır. (Katip usulü demekle; Hocaefendi Nurların tamamen ihtiyarı haricinde mahza İlham-ı İlahî olduğunu beyan etmektedir.) Yazılışında dahi bir hikmet vardır. İslam'a doymuş ve dolmuş insanlar olmak için bu kitapları mukayeseli olarak en az 5 (beş) defa okumak gereklidir. Bir ara 3 (üç) defa okunsa da olur demiştim ki Üstadım beni rüyada iken ikaz etti tekrar bu sayıyı beşe çıkardım. Kitapları iyi bilen ağabeyleri ve kardeşleri bulmaya çalışın ve mütalaa edin. Risale-i Nurlar çok kıskançtır ve kendine aşık olmayana yüzündeki peçeyi sıyırmaz. Müellifi Muhteremin neşredilmemiş kitaplarından tutun da; Lenin'e, Freud'a, Marks'a kadar hepsini okudum. Dedim ki; onların yollarını taktiklerini de öğreneyim. Ama şimdi diyorum ki; bu kitapları (Risale-i Nurları ) en az beş defa okuyun, başka bir şey istemez!... Risaleleri şu zamanda iyice anlamadan başka şeylere tevessül ederseniz; bir yerde mutlaka mantık hatası yaparsınız. Eğer siz İstanbul'da üçlerin, Urfa'da ikilerin elle sayıldığı bir dönemi idrak etseydiniz, şimdiki şu halde şükreder ve vefa ne demek o zaman anlardınız. Risaleler okyanus gibidir... Bazı yerleri sahil kıyısı gibidir. Bazı yerleri 25-30 metre gibidir, -ihtisas ister. Bazı yerler vardır ki bir kaç yüz metredir ve kalp ve ruhun derece-i hayatına çıkmayan orada yüzemez. Bazı yerler bir kaç bin metre derinlikteki yerlere benzerler. Kalbi nefsine, cesedi midesine galebe edemeyenler oralarda yüzemezler. En büyük transatlantikler dahi Guamm çukurundaki merkezkaç kuvveti riskini göze almazlar. Bazı yerler Allah'ın kainata va'zettiği mizana ayna olarak Everest tepesinin zıddı. Guamm çukuru gibi derindir ki (11.000m.) orada yüzmek için Vekil-i Müceddit-i Elf-i Salis-i Aşr olmak; öyle bir dalgıç olmak lazımdır.

Hiç yorum yok: